Harem Çay Seti
Ürün Talep Formu
Ürün Detayları
Ürün Kodu | A0705 |
Ambalaj | Karton Hediye Kutusu |
Ambalaj Ölçüsü | 22 x 37 x 10cm |
Fincan + Set (Çap x Yükseklik) | 15 x 13.5cm |
Ürünler | |
- Bakır üzeri nikel kaplama (2 adet) | |
- Çay bardağı (2 adet) | |
- Cam kaşık (2 adet) | |
- Kadife kaplı servis simidi (2 adet) | |
- Püskül (2 adet) |
Harem Çay Seti kurumsal firmalar için neden doğru bir hediye tercihidir?
Günümüzde çay kültürümüzle öyle özdeşlemiştir ki; sohbetlerin, ikili muhabbetlerin, yorgunluk atmanın, keyif yapmanın, konuşmaya girmenin, ortamı ısıtmanın olmazsa olmazıdır. Sabah kalkar çay içeriz, işte çay içeriz, öğle yemeğinden sonra içeriz, ikindi çayımız vardır, akşam çayımız var, iftar sonrası ilk işimiz çay içmektir, akşam çay içmeden yatmayız. Kısacası biz gün boyu çay içeriz. Bu kadar içimize giren bir içecek olunca da, ister istemez dilimizde çay ile ilgili birçok deyim çıkmıştır… Tavşan kanı çay, kıtlama çay, çayı höpürdetmek, paşa çayı, çay ikram etmek… Çaya, tarçından, karanfilden tutun zencefile kadar birçok ekleme yapanımız da çoktur.
Türkler için çaysız bir dünya düşünülemeyeceğine
göre; çayın demlenmesi, çayın servis edilmesi, çayın ikram edilmesi ve içilmesi
ile ilgili birçok ekipman gereksinimi olmuştur. Bu ekipmanları işlevselliğinin
yapında, göze hitap etmesi de büyük önem arz etmektedir. Çay içmenin keyif işi
olduğu düşünülürse, sunum olmalı ve çay içen kişiye göz zevki vermelidir. Bu sebeple her
evde hem gündelik kullanım hem de misafire sunum için özenle satın alınmış çay
bardakları, çay tabakları, çay kaşıkları ve çay tepsileri, kısaca çay setleri
bulunur.
Harem Çay Setini tasarlamamızdaki temel amaç,
kurumsal hediye arayan firmalara farklı bir öneri getirmekti. Kurumsal hediye
arayışındaki firmalar, devamlı farklı ve yenilikçi bir kurumsal hediye
alternatifi sunmamızı beklerler. Harem Çay Seti ürün tasarımıyla çok ilgi
çekici, çok zevkli hediyelik bir settir. Özellikle yabancılar çayı Türklerle
özdeşleştirdikleri için, özel tasarlanmış çay setlerine büyük teveccüh
göstermektedirler.
Firmalar hediye kutusuna çok önem verirler. Harem
Çay Setinin karton hediye kutusuyla keyifli bir sunumu vardır. Çay setinin hediye kutusunun kapağına altın varak firma
logosunu basabildiğimiz için, kurumsal hediye amacına tam uyar. Böylece
firmalar kendi kurumsal tanıtımlarını bu kurumsal hediye ile yapabilirler. Metal
çay tabağına lazer ile firma logosunu da işleyebiliyoruz. Bu uygulama da
firmalara kurumsal tanıtımlarında avantaj sağlıyor. Tabakların altında kullandığımız halka servis simitleri seti çok ama çok şirinleştiriyor. Kurumsal hediye, etkinlik
hediye, kurumsal tanıtım arayışında olan firmalara, Harem Seti çok güzel bir
alternatiftir.
Metal tabağa lazer ile firma logosu uygulama işlemini benzer bir üründe Türk Hava Yolları'nın kahve setinde yapmıştık. Bu uygulamayı Tasarım Atölyesi bölümümüzde inceleyebilirsiniz.
Çayın Tarih Yolculuğu
Çay, sanılanın aksine Türkiye’ye çok geç girmiştir. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye’nin bulunmasına rağmen, Türkler 1900’lü yıllara kadar çayı tanımıyorlardı. Osmanlıdan gelen kültürle Türkler tam bir ’kahve tiryakisi’ idi. Fakat bugün Türkiye'de çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiştir.
Çay hakkında kısa bir tarih yolculuğu yapacak olursak; Çince ‘Ça’ kelimesinden türetilmiştir. Bütün diller çay için bu kökten ürettikleri kelimeleri kullanırlar. İlk olarak çaya Çin’de M.Ö. 2700 yıl önce yazılmış olan belgede rastlanılmıştır. Fakat kayıtlar yalnız ilaç olarak kullanıldığını belirtmektedir.
Çayın Çinlilerin milli içeceği olması, ancak milattan 400 yıl sonradır. Orta çağlarda ticari ilişkilerin başlamasıyla beraber yavaş yavaş çayın kıymeti de anlaşılmış ve bütün dünyaya yayılmıştır. Miladi 350 yıllarında Çinliler gemilerle Seylan’a gidiyorlar ve mallarını Arap ve İran gemilerinin getirdiği mallarla takas ediyorlardı. 8.yüzyıldan itibaren Arap ve İran gemileri Çin’e kadar gittiler. 15.yüzyıldan itibaren çay karayoluyla Orta Asya’ya geldi ve böylece Tibetliler onu genel olarak kullanmaya başladılar.
Avrupa çay hakkındaki haberleri ancak Haçlı seferleri sırasında alabildi. İlk olarak 16.yüzyılda meşhur seyyahlar Giovanni Battista Ramusio (1559), L. Almedia (1588) ve Tareira (1610) çaydan bahsetmişlerdir. Fakat çayın hazırlanması hakkında kesin bir bilgi vermemişlerdir. 1610 yılında Hollanda-Doğu Hindistan şirketinin gemileri ilk çayı Hollanda’ya getirdiler ve çok geçmeden sevilen bir içecek oldu. Paris’e ilk çay 1635’te, Londra’ya 1650’de geldi. Rusya’ya karayolundan 1638’de ulaştı. Almanya’ya ise 1647 yılında girdi. Çayın halk tarafından da benimsenmesi birçok doktorun bunu tavsiye etmesinden ileri gelmiştir.
Yapılan araştırmalara göre Türkler'in çayla tanışıklığı Orta Asya’ya 12.yüzyıla dayandığını söyleniyor. Bir Kazan Kırım Türk'ü ve dil islahatçısı olan Abdül'l-Kayyum Nasıri'nin kitabı Fevakihü'l-Cülesa'da ilk çay içen Türk'ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu yazılıdır.
Türkiye’de çay ziraatına ait ilk denemeler, II.Abdülhamit zamanında 1888 senesinde Bursa’da yapılmış ve başarılı sonuçlar alınamamıştır. 1924 senesine Kafkasya’dan getirilen tohumlar ile Rize’de bazı denemeler yapılmış ve iklime uygun tohum kullanıldığı için iyi neticeler alınmıştır. 1939 yılında çıkartılan kanun ile çay ziraatı büyük bir hızla gelişmiştir. Çay yetiştirme işi memleketimizde ilk önce Rize civarında başlamış ve zamanla yayılmıştır. Bugün Karadeniz sahilinde Sürmene’den Hopa’ya kadar olan bölgede, sahilden 500 m’ye kadar yükseklikte olan yerlerde çay yetiştiriciliği yapılmaktadır.